Allâhu
Bâkî
Gülistân-ı Nakşibendiyye’den yine tîğ-i ecel,
Bir gül-i sad-bergi kat‘ etdi hezâr âh u enîn!
Gülistân-ı Nakşibendiyye’den yine tîğ-i ecel,
Bir gül-i sad-bergi kat‘ etdi hezâr âh u enîn!
Ya‘nî Tokâdî Efendi hem Muhammed nâmdaş,
Ârif-i billâh, emîn-i sırr-ı rabbü’l-alemîn.
Ârif-i billâh, emîn-i sırr-ı rabbü’l-alemîn.
Mürşid-i
râh-ı hidâyet, hâcegânın erşedi,
Vâkıf-ı sırr-ı ledün, ilme’l-yakîn ayne’l-yakîn.
Vâkıf-ı sırr-ı ledün, ilme’l-yakîn ayne’l-yakîn.
Murg-i
rehber olduğu, ahrâra pes ma‘rûf idi.
Zât-ı ma‘sûmu’l-irâde, zü’l-cenâheyn-i zemîn
Zât-ı ma‘sûmu’l-irâde, zü’l-cenâheyn-i zemîn
Siyyemâ
bâğ-ı hadîs-i Ahmed’in nahli idi,
Yek bin dest-i kerâmetle olub hil‘at-güzîn.
Yek bin dest-i kerâmetle olub hil‘at-güzîn.
Eyleyüp
habs-i nefs, gavvâs-ı bahr-i lâ-yezâl,
Buldu dürr-i vaslı, erdi asla fer‘inden hemîn.
Buldu dürr-i vaslı, erdi asla fer‘inden hemîn.
Esdıkâdan
pençe-i şîr-i ecel dûr eyledi.
Ola Sıddîk’in karîni, Şîr-i Hak’la hem-nişîn
Ola Sıddîk’in karîni, Şîr-i Hak’la hem-nişîn
Peyk-i
vahdet, sırr-ı pâkinden okur târîhini;
Oldu lâhûte revân, Allah deyüp rûh-i Emîn.
Fî Sene 1158 [m. 1745]
---
Foto & Latinize: Emir Ali Demirel
Oldu lâhûte revân, Allah deyüp rûh-i Emîn.
Fî Sene 1158 [m. 1745]
---
Tîğ-i
ecel: Ecel kılıcı
Gül-i sad-berg: Çok yapraklı gül
Hezar âh u enîn: Binlerce âh ve inleme
Hâcegân: Hocalar, Mürşidler
Erşed: En olgun
Zü’l-cenâheyn: İki kanatlı (Zâhirî ve Bâtınî ilimlerde âlim)
Nahl: Hurma ağacı
Gavvâs: Dalgıç
Bahr-i lâ-yezâl: Uçsuz bucaksız deniz (Marifetullah)
Dürr: İnci
Esdıkâ: Ahbaplar, dostlar
Dûr: Uzak
Sıddîk: Sadık, dosdoğru olan (Hazret-i Ebûbekir)
Karîn: Yakın
Şîr-i Hak: Allah’ın aslanı (Hazret-i Ali)
Ham-nişîn: Beraber oturan
Peyk: Haberci
Lâhût: Allahü teala’nın yüce katı
Gül-i sad-berg: Çok yapraklı gül
Hezar âh u enîn: Binlerce âh ve inleme
Hâcegân: Hocalar, Mürşidler
Erşed: En olgun
Zü’l-cenâheyn: İki kanatlı (Zâhirî ve Bâtınî ilimlerde âlim)
Nahl: Hurma ağacı
Gavvâs: Dalgıç
Bahr-i lâ-yezâl: Uçsuz bucaksız deniz (Marifetullah)
Dürr: İnci
Esdıkâ: Ahbaplar, dostlar
Dûr: Uzak
Sıddîk: Sadık, dosdoğru olan (Hazret-i Ebûbekir)
Karîn: Yakın
Şîr-i Hak: Allah’ın aslanı (Hazret-i Ali)
Ham-nişîn: Beraber oturan
Peyk: Haberci
Lâhût: Allahü teala’nın yüce katı
Foto & Latinize: Emir Ali Demirel