Zihî tâ’at-geh-i ehl-i vilâyet, kim bu
beytullâh,
Metâf-ı evliyâdır, tâifi rehbürde-i matlûb.
Metâf-ı evliyâdır, tâifi rehbürde-i matlûb.
Basîret-mende, gerd-i sâhasından iktihâl etmek,
Bakılsa
farz-ı ayn olmuş ki, müjgânın eder çârûb.
Bulundukda kerâmetle münevver meşhed-i Hâlid,
Ki hâlâ genc-i nakd-i rahmet-i Hak’dır, o cây-ı hûb.
Kapu açmış musallîne, salâ kılmışdı vaktinde,
Cenâb-ı Hazret-i Fâtih, yapup bir câmi-i mergûb
Sevâbın âna vakf etmekle, kasd-ı intisâb etmiş
Ânınçündür olur bu ma’bed, ol devletlüye mensûb
Şefâ’at-hâhlıkda, fi’l-i ceddin işleyüp şimdi,
Şeh-i âlî-himem, tarz-ı kadîmin kıldı nev-üslûb.
Civârından rızâ pazarı, dükkânlar alup katdı,
Kef-i sükkânlarına sayıverdi, cümle zer mahbûb.
Büyütdü niyyet-i pâkiyle, tathîr etdi havlîsin,
Derûnundan binâ-yı nâ-becâyı, eyleyüb meslûb.
Ebu’l-feth-i cihânın çünki tecdîd etdi âsârın,
O şâhı Hak edüp gâlib, ‘adûsün eylesün mağlûb
Sürûrî! Söyle târîhin edâ-yı farz edüb ânda,
Selîm Hân’a duâ kıl, oldu zîbâ câmi-i Eyyûb
1215 [m 1800]
Latinize: Emir Ali Demirel
Eyüp Sultan Cami-i Şerîfi III. Selîm Hân devri inşâ kitabesi
No comments:
Post a Comment