Malum ola ki, Hak teala
cümlemize tevbe-i sâdıka-i dâime-i makbûle müyesser eyleye ve razı olduğu ilme
ve amele muvaffak eyleye. Amin, bi-hürmeti'n-nebiyyi'l-ümmiyyîn.
Tevbe etmek, evâmir-i
İslâmiyye'nin ehemmidir ve makâmât-ı îmâniyyenin evvelidir. Tarîk-i hakkın mebdeidir
ve saadet kapısının miftâhıdır. Bazı sâlihlerden nakl olunur ki: Otuz sene
kadar tevbe etmeğe say etmekle kendüye bir hayret ve acz gelip, 'Ne aceb! Tevbe
etmek bana âsân olmadı.' dedikde, ona demişleri ki: 'Senin talep ettiğin ziyâde
büyük nesnedir. Zîrâ sen Hak Teala'nın muhabbetini talep edersin. Bu
muhabbetullâh ise, bir azîm saadettir. Nitekim Hak Teala buyurur: İnnallâhe
yuhibbu't-tevvâbîne ve yuhibbu'l-mutatahhirîn. Yani, Hak Teala, günahlardan çok
tevbe edici kulları sever ve çirkâb-ı zünûbdan pâk olanları sever deyû
buyurmuştur. İmdî, senin talep ettiğin, tez ele girmez' deyû cevâb
vermişlerdir.
Birgivî Vasiyetnâmesi
Şerhi, sf.128
No comments:
Post a Comment