İşte Devlet-i
Aliyye’nin birinci devri budur ki, bir sancak beyliği şeklinde iken yüz sene
zarfında tecsîm ederek bir devlet-i kaviyye ve cesîme oldu. Çünkü imâme-i subha-i
imâret olan Osmân Gâzî Hazretleri, dem-i vâpesînde [son anlarında], oğlu Orhân Gâzî Hazretleri’ne
üç vasiyet etmiş. Şöyle ki:
“1-Evvelâ her
hususda şer’-i şerîfe inkıyâd ve mutâva’at ve mehâm-ı umûrda [mühim işlerinde], ehil ve erbâbı ile meşveret edesin.
2-Sâniyen, avâm
ve havâsa makâm ve rütbelerine göre ikrâm ve in’âm ve husûsiyle da’âim-i dîn-i
İslâm [İslâm dîninin destekçisi] olan ulemâ-yı a’lâma ziyâde ihtirâm ederek, “Hayrunnâsi
men yenfe’u’n-nâs” [İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır] sırrına mazhar olasın.
3-Sâlisen, çünkü
benden sonra makâm-ı imârete geçeceksin, bu makâmın erkân ve levâzımından olan “Et-ta’zîmu
li-emrillâh ve’ş-şefekatu alâ halikillâh” [(Din), Allah'ın emirlerini yüce bilmek ve onun yarattıklarına merhamet etmektir] mukaddemelerini derpîş [göz önünde
bulundur] ve i’lâ-yı kelimetullâh netîce-i hayriyyesini taleb ve taharrî ederek
[arayarak], fî sebîlillâh cihâd ve gazâya bezl-i mesâî eyleyesin.”
Demiş
olduğuna mebnî ahlâfı [nesli] dahî bu şâhrâh-ı müstahsen ve müstakîme [beğenilen
ve doğru olan selâmet yoluna] sâlik olarak, mukaddemen memâlik-i islâmiyyede tehaddüs
eylemiş olan usûl-i zulmiyye ve rüsûm-i ta’assubiyyeyi ref’ [kaldırmak] ile
diyânet-i sahîha ve adâlet-i tâmme üzere hareketi iltizâm ve temâm-i imâret-i
celîle-i şer’iyyeye şâyân olacak vech-i vecîh üzere icraata devâm ve ikdâm
eylediklerinden az vakit zarfında böyle kaviyyü’l-bünyân ve meşîdü’l-erkân bir
devlet-i aliyye vücûda gelmiştir.
Târîh-i Cevdet I/38
No comments:
Post a Comment