Sunday, May 8, 2022

Kâşgarî Dergâhı’nın Hikayesi


Ä°stanbul Eyüp Sultan’da Ä°dris-i Bitlisî tepesinde (Pierre Loti de diyenler vardır) gözlerden ırak, mezarlar arasında 277 yaşında bir tekke vardır. Bu tekke, devletin muhtelif kademelerinde vazîfe icrâ ederken bir hac ziyaretinde Mekke-i Mükerreme’de, Muhammed Ma‘sûm Fârûkî Hazretleri’nin (v.1668) halîfesi, Ahmed Yekdest Cüryânî (v. 1707) hazretlerine intisâb eden Murtazâ Efendi (v.1747) tarafından bir Nakşî tekkesi olarak 1745 senesinde inÅŸa ve vakfedilmiÅŸtir. Murtazâ Efendi, tekkenin vakfiye metninde ÅŸunları söyler:

“Medîne-i Eyyûb el-Ensârî’de binâ ve ihyâ eylediÄŸim zâviye, latîfe-i NakÅŸibendiyye fukarâsına meÅŸrûta ve meşâyih-i NakÅŸibendiyye’den bir kimse ÅŸeyh olup, yevmî on akçe meşîhat vazîfesine mutasarrıf olup, binâ olunan beÅŸ bâb odanın birinde sâkin ola. Åžeyh olan kimse fevt oldukda, meşâyih-i NakÅŸibendiyye’nin münâsib gördükleri bir kâmil-i tarîk ve okur-yazar, mezheb-i Hanefiyye’den bir ehl-i takvâ kimse, mütevellî arzı ile ÅŸeyh ta‘yîn oluna.” 

 


Murtazâ Efendi’nin Tekkenin Hazîresindeki Kabri Murtazâ Efendi’nin Kabir Taşındaki Yazı

Murtazâ Efendi’nin 1747’deki irtihâlinden sonra, o sıralar Türkistan’dan gelip La‘lîzâde Abdülbâkî Efendi’nin yaptırdığı Kalenderhâne tekkesinde ikâmet eden Åžeyh Abdullâh Kâşgarî Hazretleri (v.1760), Murtazâ Efendi’nin tekkesinin ilk ÅŸeyhi olarak vazîfeye baÅŸladı ve 13 sene ÅŸeyhlik yaptı.

Kendisi, Ubeydullâh-ı Ahrâr Hazretleri’nin halîfesi Mevlânâ Muhammed Kâdî tarîkiyle Mevlânâ Azhar Kâşgarî’nin halîfesidir. 17 yaşında bu zâta intisab etti, bir kaç yıl sonra hocasının da izniyle 40 sene çeÅŸitli Ä°slam ÅŸehirlerini gezerek oralardaki evliya ve ulemâ ile ihtilât eyledi. En son olarak Ä°stanbul’a geldi. Murtaza Efendi Dergâhı’nın bir ismi de bundan sonra, bu zât ve neslinden kimselerin uzun yıllar bu tekkede ÅŸeyhlik yapması hasebiyle “Kâşgarî Dergâhı” oldu. Hatta Dergâhın Hüsam Efendi sokağı tarafındaki kapısının üstünde o yıllardan kalma çok güzel bir levha vardır ⤵️

Levhada şunlar yazar: Tarîkat-i Aliyye-i Nakşibendiyyeden Kâşgarî Dergâh-ı Şerîfi


Abdullah Kâşgarî Hazretleri’nin Tekkeye Åžeyh Ta‘yîni Evrakı, BOA-Cevdet Evkâf Nr.4520

Abdullah Kâşgarî Hazretleri’nin “Risâle-i Hakkıyye” adlı Farsça eseri, Simurg kitabevi tarafından Dr. Güller NuhoÄŸlu’nun tezi olarak neÅŸredilmiÅŸtir. Bu kitapta Abdullah Kâşgarî Hazretleri tasavvufun gâyesi, NakÅŸibendiyye tarîkatinin âdâbı ve kısaca kendi hayatından bahsetmektedir. “Risâle-i Hakkıyye”den iki iktibâs:

“Bu yüce yolun ilk ÅŸartı tevbe ettikten sonra kâmil ve mükemmil bir ÅŸeyhe teslîmiyyettir. Daha sonra Hakk’ı arayanlar için Peygamberin getirdiÄŸi dîne tâbi‘ olmak, bid‘at ehlinin sohbetinden, şüpheli lokmadan sakınmak, az yemek, az uyumak, az konuÅŸmak ve zikre ber-devâm olmak lâzımdır.”

“Nefs-i emmâre demire benzer. Açlık ateÅŸinde eritilir, fakr dükkanında parlatılır ve uykusuzluk halvethânesine hapsedilir. “Lâ ilâhe illallâh” kılıcıyla nefsin başı kesilir. Ondan sonra Hak’tan baÅŸkası gönülde kalmaz. O zaman demir, aynalaşır, Allah’ın cemâlinin nûru parlar, gönül gözü tamâmen açılır ve Allah’ın cemâl nûrunu gönül gözüyle görür.”

Abdullah Kâşgarî Hazretleri’nin Risâle-i Hakkıyye Nâm Eseri

Abdullah Kâşgarî Hazretlerinin 1760 senesindeki vefâtından sonra, oğlu ve halîfesi Ubeydullah Kâşgarî Hazretleri dergâhın post-nişîni oldu. Kendisi de 10 sene müddetle bu vazîfeyi şerîfeyi deruhte etti. Sonra 1770 sene-i mîlâdiyyesinde dâr-i cinâna azm eyledi ve peder-i âlîlerinin yanına defn olundu.


Abdullah ve Ubeydullah Kâşgarî hazerâtının dergahın bahçesindeki türbesinin içi

Abdullah Kâşgarî Hazretleri’nden sonra, Süleymâniye Medresesi’nde müderrislik de yapmış ve sonraları Abdullâh Kâşgarî Hazretleri’ne intisâb etmiÅŸ olan ÃŽsâ Geylânî Hazretleri, 1791 senesindeki vefâtına kadar 21 sene müddetle dergâhın ÅŸeyhlik vazifesini üstlendi.

Zamânının hürmet edilen, güzîde ÅŸahsiyetlerden biri olan Åžeyh ÃŽsâ Geylânî Hazretleri’ni Sultan III. Mustafa (1757-1774) ve oÄŸlu Sultan III. Selim Han (1789-1807), ara sıra tekkeye onu ziyâret etmek için gelirlerdi. Åžeyh ÃŽsâ Geylânî Hazretleri’nin 1791’de 90 yaşında vefâtında Sultan III. Selîm Han çok müteessir oldu. Kabr-i ÅŸerîfinin üstüne merdivenle çıkılan, binası kârgîrden ve ahÅŸap saçaklı bir türbe yaptırdı.

 

 


Åžeyh ÃŽsâ Geylânî Hazretleri’nin Türbesi Åžeyh ÃŽsâ Geylânî Hazretleri’nin Türbe Kitâbesi ÃŽsâ Geylânî Hazretleri’nin Türbe Kitâbesi Latinizesi

Åžeyh ÃŽsâ Geylânî Hazretlerinin irtihâlinden sonra, Abdullah Kâşgarî Hazretleri’nin dâmâdı Åžeyh Çelebi Mehmed Efendi (v.1793) dergâha post-nişîn oldu ve 2 sene sonra 63 yaşında o da dâr-ı bekâya irtihâl eyledi. Kabri dergâhın hazîresindedir.

Ondan sonra yine Abdullah Kâşgarî talebelerinden Hâce Ä°smâîl Efendi (v. 1797), dergâhın 5.ÅŸeyhi olarak 4 sene vazife yaptı. Hâce Ä°smâîl Efendi ve derviÅŸlerinin 1796 senesinde Topkapı Sarayı’ndaki AÄŸalar Mescidi’nde hatm-i hâcegân âyîni yaptıkları, pâdişâha duâlar ettikleri menkûldur. Akabinde Sultan III.Selîm Hân da Åžeyh Efendiye hil‘at ve dervişâna da atiyyeler bahÅŸ etmiÅŸtir. Kabr-i ÅŸerîfleri dergâha girilen kapının saÄŸ tarafındaki küçük hazîrededir.

Vefât-ı Åžeyh Hâce Ä°smâîl Efendi’den sonra, dergâhın meşîhati Hâce Ä°smâîl Efendi’nin 21 yaşındaki oÄŸlu ve dergahın ilk Åžeyhi Abdullah Kâşgarî Hazretleri’nin de kızından torunu olan Abdullah Efendi’ye (v.1798) naklolundu. Kendisi 14 ay mümted ber-hayât olup, 22 yaşında bu âlem-i fânîden âlem-i bâkîye sefer eyledi.

Vefât-i Åžeyh Abdullâh Efendi’den sonra, dergâhın meşîhati, merhûm ve maÄŸfûr ÃŽsâ Geylânî Hazretleri’nin mahdûmu Hâce Lütfullah Efendiye (v.1805) intikâl etti. 1801 senesinde, ÅŸeyhlik vazîfesine münâfî bir hâl ile ithâm edilerek ÅŸeyhlikten çıkarıldı ve dergah, bundan sonra 3 sene müddetle vekâletle idâre edildi. Lütfullah Efendi 1805’te vefat ettikten sonra cenâzesi babası ÃŽsâ Geylânî Hazretlerinin türbesinin arkasındaki hazîreye defnolundu.

1805 senesinde dergâhın 8. ÅŸeyhi olarak ezkadîm 22 yaşında iken vefat eden Abdullah Efendi’nin kardeÅŸi, ve dergâhın ilk ÅŸeyhi Abdullah Kâşgarî Hazretleri’nin kızından torunu olan Mehmed EÅŸref Efendi (v.1841) 14 yaşında iken ta‘yîn olundu. Fakat o zaman yaşı küçük olduÄŸundan ilk yıllarında Hüdâverdi Efendi ona vekâlet etti. Åžeyh Mehmed EÅŸref Efendi 1841 senesindeki vefâtına kadar 36 sene müddetle dergâhın meşîhatinde bulundu.

Ondan sonra dergâhın ÅŸeyhliÄŸine Mehmed EÅŸref Efendi’nin oÄŸlu Mehmed Âşir Efendi (v.1902) getirildi. Kendisi aynı zamanda Meclis-i Meşâyıh azâsı olması hasebiyle dergâhın ehemmiyeti de bir nebze artmıştır. Kabri, Eyüp Kalenderhâne tekkesi hazîresinde La‘lîzâde Abdülbâkî Efendi’nin kabri yanındadır.

Dergâhın bundan sonra meşîhatine Bahaeddîn Efendi (v.1918) ta‘yîn olundu ise de kendisi tekkenin vakıf ÅŸartlarına münâfî görülen ahvâlden ötürü Sinop’a sürüldü. Daha sonra affedilen Bahaeddin Efendi Ä°stanbul’a geri dönmüştür.


Kâşgarî Dergâhı Hazîresi

Nihâyet 1919 senesine gelindiÄŸinde, 4 sene evvel memleketi Van’dan düşman tasallutu sebebiyle ailesi ile hicret etmek mecburiyetinde kalan ve Musul-Adana-EskiÅŸehir’de farklı müddetler ikamet ettikten sonra en son olarak Ä°stanbul’a muhâciren gelen Seyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri (v.1943), kısa bir müddet Eyüp Sultan’da Ebussuud Efendi medresesinde ikâmet ettirildikten sonra Kâşgarî Dergâhının münhal olan meşîhatine Sultan Vahîdeddîn Hân tarafından ta‘yîn edilmiÅŸtir.

Seyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri, 1860 senesinde Van’ın BaÅŸkale kazâsında tevellüd etmiÅŸtir. Kıymetli bir ulemâ ailesinden gelmektedir. Tarîkatte pîri Seyyid Fehîm Arvâsî Hazretleri’dir (v.1896). Kendisi 1915 senesine kadar ailesinden gelen vâridâtı, kurduÄŸu medresedeki talebelerin her türlü ihtiyaçlarına sarfederek Ä°slâmiyete ve millete büyük hizmetler etmiÅŸtir. 1915’te vuku bulan Ermeni iÅŸgalinden sonra memleketinden hicret ederek 1919’da Ä°stanbul’a gelmiÅŸtir. Kendisinin kısa bir târihçe-i hayâtı için Prof. Dr. Ekrem BuÄŸra Ekinci’nin ÅŸu videosunun seyredilmesi şâyân-ı tavsiyemizdir: https://www.youtube.com/watch?v=oPqTy1iZ5X4

Yine Prof. Dr. Ekrem BuÄŸra Ekinci’nin “Hayat ve Hatıralarıyla Seyyid Abdülhakîm Arvâsî” isimli kitabı, Abdülhakîm Efendi’nin hayâtı-sohbetleri ve Kâşgarî Dergâhı hakkında etraflı ma‘lûmâtı hâvî çok kıymetli bir eserdir: https://www.arisanat.com/seyyid-abdulhakim-arvasi—prof.-dr.-ekrem-bugra-ekinci-9786055021603

Seyyid Abdülhakim Arvâsî Hazretleri Kâşgarî Dergâhında

Seyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri, 1943 senesine kadar bu dergâhta ailesiyle beraber yaÅŸamış ve etrafında entelektüel çevreden kendisini seven bir çok zat toplanmıştır. Bunlardan en meÅŸhuru, son devirde insanları reformist propagandalardan muhafaza etmek için ve dîn-i mübîn-i Ä°slâm’ın doÄŸru i‘tikâdını neÅŸr etmek için bir çok eser te’lîf eden Hüseyin Hilmi Işık Efendi (v.2001)’dir. Kendisi, yazmış olduÄŸu Tam Ä°lmihal Se‘âdet-i Ebediyye adlı eserinde, Abdülhakîm Efendi ile tanışmasını ve sohbetlerinde duyduÄŸu hazzı ÅŸu ÅŸekilde anlatıyor:

“…..(Yâ Rabbî! Sana inanıyorum. Seni ve Peygamberlerini seviyorum. Ä°slâm bilgilerini öğrenmek istiyorum. Beni, din düşmanlarına aldanmakdan koru!) diye yalvardım. Allahü teâlâ, bu ma’sûm ve hâlis düâmı kabûl buyurdu. Kerâmetler, hârikalar hazînesi, ilm deryâsı Abdülhakîm Efendi, önce rü’yâda, sonra câmi’de [Bayezid Camiinde] karşıma çıkdı. Beni, cezb etdi. Eczâcı mektebinde talebe iken, Bâyezîd câmi’i ÅŸerîfinde va’zlarına, sonra evine gitdim. Bana acıdı. Sarf, nahv, mantık, fıkh öğretdi. Çok kitâb okutdu. Fransızca Maten gazetesine de abone etdirdi. Arabî ve fârisî öğretdi. (Emâlî kasîdesi)ni, (Hâlid-i BaÄŸdâdî dîvânı)nın bir kısmını ezberletdi. Sohbetleri o kadar tatlı, o kadar fâideli idi ki, çok def’a, sabâhdan gece yarısına kadar yanından ayrılmazdım. Åžimdi, o sohbetleri hâtırladığım ânlar, hayâtımın en zevkli dakîkaları olmakdadır.” (S.E. sf.4)


Abdülhakîm Efendi Zamanında Kâşgarî Dergâhı’nın GiriÅŸi -1942-

Abdülhakim Efendi, bu müddet boyunca önce Yavuz Sultan Selim Cami yakınındaki Medresetü’l-Mütehassısîn’de tasavvuf kürsîsi hocalığında bulunmuÅŸ, medreselerin laÄŸvından sonra çeÅŸitli Ä°stanbul camilerinde tefsir dersleri ve çeÅŸitli vaazlar yapmıştır. Bu cami derslerinin en uzun müddetle ve en sık olanı Bayezid Camisi’ndedir. 1919 senesinde Fatiha-i ÅŸerîfeden baÅŸlayıp 1937 senesinde Sûre-i Nâs ile toplam 3 farklı tefsîrden yararlanarak bütün Kur’ân-ı Kerîmin tefsîrini okutmaya muvaffak olmuÅŸtur.


Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri yıllarca bu maksûrede insanlara va‘z u nasîhat eyledi

Seyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri vaazı olmadığı cuma günleri Kâşgarî Camii’nde cuma namazı kıldırırdı. Diyanet Ä°ÅŸlerinin 1927’deki talimatıyla hutbelerin Türkçe okunması mecbur edildiÄŸi için, hutbeden evvel minberde “Bugünkü hutbemiz şöyledir” diye Türkçe bazı nasihatlerde bulunurdu. Sonra asıl Arapça hutbeyi okurdu. Türkçe ifadeleri Arapça hutbeye karıştırmazdı. Seyyid Abdülhakim Arvâsî Hazretleri’nin Kâşgarî Camii minberinde îrâd ettikleri bir Türkçe hitâbe metni ÅŸu ÅŸekildedir:

 


Abdülhakîm Efendi’nin Bir Türkçe Hutbesi, Sevenlerinden Hattat Safî Bey’in El Yazılarıyla Ekrem BuÄŸra Ekinci’nin Abdülhakîm Arvâsî Kitabından, Alâkalı Hutbenin Latinizesi

 

Devâmı


Kâşgarî Dergâhı’nde Åžeyhin Evinin Bahçesi -2021 Aralık- 

 


Abdülhakîm Efendi Aynı Bahçede -Eylül 1939-

 

 

Seyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri hakkında yazılmış bir şiir:

Menba-ı feyz u me‘ânî meclis-i Åžeyh Hakîm
Menzil-i kurb-i ilâhî sohbet-i pîr-i Hakîm
Melce-i bîçâregândır derde dermândır Hakîm
Ma‘den-i irfân nûr-i subhân sırr-ı Kur’ândır Hakîm

Secdegâh-ı sâlikândır pîr-i pîrândır Hakîm
Âşinâ-yi perde-i esrâr a‘yândır Hakîm
Kıblegâh-ı sâfiyândır lutf-i Yezdândır Hakîm
Nâşir-i bûy-i Muhammed bir gülistândır Hakîm

 

 

Kâşgarî Dergâhı Şeyhleri Listesi:

 

No comments:

Post a Comment

Eyüp Sultan Camii Kitabesi

  Zehî münkâd-ı emr-i Girdigâr u zıll-i Rabbânî Ser-firâz-ı cihândârân u asrın şâh-ı devrânı Menâr-ı nûr-ı şân Sultân Selîm Hân-ı bülend-ikb...