400 sene evvel
yazılmış olan Mir’ât-ı Kâinât kitâbının şu giriş cümlesi, pek çok me’ânî-yi
müfîdeyi, hâme-i Nişâncızâde’nin güzel bir eseri olarak şöyle beyân etmekte:
Bismillâhirrahmânirrahîm
Hamd-i bî-hadd ü intihâ
ve şükr-i lâ-yuʿad ve lâ-yuhsâ
Hazret-i Hudâ-yı bî-hemtâ
celle şânuhû ve teʿâlâ
ve ʿamme ihsânehû ve tevâlâ
Cenâb-ı aʿlâsına ki, Nevʿ-i insânı;
nutk u beyân ve fazl u irfânla mümtâz
ve ibrâz-ı râz-ı hakîkat ü mecâz
içün
âyet-i inâyet-gâyet-i “Ve-lekad kerremnâ benî-Âdeme”
fehvâsınca cümle âlem beyninde esnâf-ı eltâf ile mahsûs-i ser-efrâz eyledi.
-----
Hadsiz ve sonsuz Hamdler
Ve adedsiz ve sayısız şükürler
Eşi benzeri olmayan Hazret-i Allah’ın ki,
Şanı ve ulviyeti pek yücedir
ve ihsan ve iyiliklerini her tarafa yaymıştır
Yüce zâtına olsun ki, İnsân türünü;
Konuşma-açıklama kabiliyeti ve fazilet ve marifet kazanma
becerisi ile mümtaz kıldı
ve hakkın ve hak gibi görünüp hakikatte batıl olan nesnelerin farkını gösterebilmesi
İçin
Şu mübarek ayet-i kerimenin delalet ettiği mana ile: “Biz
Ademoğlunu değerli kıldık. (İsra-70)”, çeşitli taltiflerle ona mahsus bir
makam vererek onun başını kaldırdı (ona değer verdi, onu yüceltti)
No comments:
Post a Comment